Translate

29 Ocak 2015 Perşembe

Uçan Sınıf - Erich Kästner - Roman - İncinur Akifoğlu Özeti

Uçan Sınıf - Erich Kästner

Uçan Sınıf Karakter Analizleri



Giriş Bölümü

Erich Kästner



Bayan Kastner: Yazarımızın annesi ve onu bir noel hikayesi yazması için buzlarla kaplı olan bir yere gönderiyor.


Gottfried: Yazarımızın hikayesini yazarken onun yanında dolaşan kelebektir.


Eduard: Minik boynuzlu güzeller güzeli kahverengi renkli bir buzağıdır.




ROMANDAKİ KARAKTERLER


Matthias: Sürekli aç olan şişman bir çocuktur.Matematik ve imla derslerinde sürekli hata yapan ilerde boksör olmak isteyen biridir.


Uli: Ufak tefek sarışın bir çocuktur cesaretsiz ve korkaktır. Ayrıca yurda geldiğinden beri ailesini  özlemektedir. Diğerlerine cesur olduğunu kanıtlamak için şemsiyeyle atlayarak ayağını kırar.


Jonathan Trotz: Kitapta Johnny olarakta geçer.Uçan sınıf adlı oyunun yazarıdır.Babası tarafından terk edilmiştir.

Gemi kaptanı tarafından evlatlık edinmiştir.Oyunda ikinci Ramses kılığındadır.


Martin: Sınıf birincisidir ayrıca sınıf dekorlarını çizimi iyi olması sebebiyle o yapmıştır.Fakir bir çocuktur ve haksızlığa göz yummaz.


Sebastian: Oyunda lise öğretmeni rolündedir.


Fridolin: Kreuzkamm ile beraber diğer okulun öğrencileri tarafından sıkıştırılan kişidir.Arkadaşının kaçırıldığını diğer çocuklara o haber vermiştir.


Kreuzkamm: Diğer okulun öğrencileri tarafından kaçırılır. Hiçbir şeyi umursamayan bir çocuktur.


Sigara İçmez: Çocuklar tarafından gerçek adı bilinmeyen

kendi öğretmenlerine danışmak istemedikleri konuları danıştıkları biridir. Gerçek adı Robert Uthofft olup eski bir doktordur, kitabın sonlarına doğru okulda doktorluk yapmaya başlar. Adının aksine sigara içer.


Justus: Çocukların sınıf öğretmenleridir öğrencileri tarafından sevilir ve anlayışlıdır.Kitapta adı Johann Bökh olarakta geçer.


Egerland: Karşı grubun lideridir çocuklar tarafından hiç sevilmez.Sonraları liderlikten men edilmiştir.

Schmitz:Sekizinci sınıfta okuyan kısa boylu yuvarlak yüzlü bir çocuktur.Ona Fıçıcık adını takmışlardı.


Stöcker: Ulinin yaralanmasından sonra onun yerine rol alan kişi.


Doktor B.Grünkern: Çok fazla özelliği bilinmese de çocukları seviyor ve anlayışlı biri. 

" Das fliegende Klassenzimmer " - Eserin Orjinal Adı


UÇAN SINIF ÖZETİ

Das fliegende Klassenzimmer - Eserin Filme Uyarlanmış Halinden Bir Kare


ÖNSÖZ



Kitabımızın yazarını annesi Noel hakkında bir hikaye yazması için kar manzaraları görebileceği bir yere göndermeye karar veriyor. Oğluna Noel hikayesini yazmadan geri gelmemesini tembihliyor. Yazarımız annesinin isteği üzerine o yere gidiyor. Yazısını yazarken sevimli dostlar ediniyor,bunlardan biri Gottfried adını verdiği kelebeği diğeri ise Eduard adındaki minik buzağısı.

Yazarımız başlıyor anlatmaya..

Uçan Sınıf'ın kahramanları , yatılı bir okulun öğrencileridir. Çocuklar yıl başına yakın Uçan Sınıf adlı bir oyun hazırlamaya karar verirler. Prova yapmak için spor salonuna çıktıklarında Güzel Thedor piyano çalmakta öğrenciler ise dans etmektedir. Bunun üzerine Matthias burayı boşaltmaları gerektiğini söyler buna tepki gösteren öğrenciler olaylı da olsa orayı boşaltırlar.

Öğrenciler başlarlar Uçan Sınıf adlı oyuna çalışmaya, oyun beş perdedir, sahne dekorları çizimi çok iyi olan sınıf birincisi Martin tarafından yapılmıştır. 

Öğrenciler yine prova yapmaya başlarlar kapı büyük bir gürültüyle açılır ve içeriye Fridolin girer çocuklara Kreuzkamm ile yürürken diğer okulun onlara saldırdığını Kreuzkamm‘ı tutsak ettiklerini ve güzel yazı defterlerini alıp gittiğini söyler. Bu yeni bir savaşın başlangıcıdır  adeta.Çocuklar hemen plan yapmak için çok sevdikleri dostları Sigara İçmez’in yanına giderler. Sorunu çözmek için öncelikle bir elçiyi yani Sebastian'ı karşı takımın liderine gönderirler.

Elçi Sebastian, Kreuzkamm ‘ın serbest bırakılmasını ve defterlerinin geri verilmesini talep eder.Karşı taraf kabul etmez.Tam savaş başlayacakken Sigara İçmez gelir ve duruma el koyar konunun daha fazla büyümesini engellemek için yumruklu düello yapılmasına karar verilir.Yenilen okul yenen okulun istediğini yapacaktır.

Düelloda Matthias Waverka karşılaşırlar. Matthias kazanır. Ancak anlaşmaya uyulmaz buda okullar arasında savaşa neden olur. Çocukların savaş slagonu ‘Çelik Birlik ‘dir.


 Kartopu savaşı başladı bu sırada bazı çocuklar elebaşının kömürlüğünde Kreuzkamm'ı başında iki nöbetçiyle bulurlar ve kurtarırlar. Güzel yazı defterlerini ise yakmışlardır.Vakit hayli ilerlemiş ve yılbaşına az bir zaman kalmıştır. Çocukların hepsi okul müdürü olan Bökh'e hesap veriyorlardı.İki okulunda meseleyi anlatmasıyla sorun çözülür fakat bir hafta sonu dışarı çıkmama cezası alırlar.

Okulda bir gece yarısı beyaz hayaletler dolaşıyordu ve toz serpiyorlardı.Okula başlayan birkaç çocuk bundan çok korktu.Diğer çocuklar her sene son sınıfların kaşıntı tozu atmalarını engellemek için böyle bir şey yaptıklarını açıkladı. Kreuzkamm’ın babası almanca öğretmeniydi bir gün derse girdiğinde Uli sepetin içinde duvarda asılıydı. Profesör Kreuzkamm bunu görmemiş gibi davrandı. Daha sonra Uli'ye ordan inmesini söyledi zaten korkak olan Uli oradan inemeyeceğini belirtti. Sonunda Uli'yi oradan kurtardılar.

Dilbilgisi sınavında bütün öğrenciler ter döktü fakat sınavdan iyi bir not alan olmadı.

Uli arkadaşları tarafından korkak olarak tanımlanmaktan çok sıkılmıştı bunun üzerine korkak olmadığını göstermek için herkesi jimnastik salonuna çağırdı. Elinde bir şemsiye vardı ve onunla aşağıya atladı yere düştüğünde bembeyaz ölü gibiydi. Bu kötü olaydan sadece bacağı kırılarak kurtulmuştu. Böylece ailesi arandı ve yılbaşını okulda geçirmesine karar verildi. Sigara İçmez eski bir doktordur ve bu olaydan sonra okulda çalışmaya başlar.

Martine annesinden bir mektup gelmişti ve içinden beş liralık bir pul çıktı evine gidebilmesi için daha çok paraya ihtiyacı vardı. Annesinden gelen mektupta onu çok özlediğini fakat hiç parası olmadığını ve noelde evde oturmamasını istediği yazılıydı durum böyle olunca Martinde yılbaşını okulda geçirecekti.

Ulinin ayağı kırıldığı için onun yerine birini bulmaları gerekti.Onu da halleden çocuklar son provalarını yaparlar hiç kimse takılmayınca oyunun güzel olacağı düşünülür. Bütün ekip Uliyi ziyaret ederler.

Uçan Sınıf oyunu en güzel şekilde sergilerler.Bir tek Martin oyunda başarılı olamamıştır.Bunun sebebini çok sevdiği öğretmeni Justus sorar.Martinle dertleşirler eve gidemediği için çok üzüldüğünü söyler.Justus Martine gidip dönecek kadar para verir.Martinde hemen yola koyulur ve evine gider.Annesi buna çok sevinir ve ağlamaya başlar.

SONSÖZ

Yazarımız Noel hikayesini bitirdikten sonra evine dönmeye karar verir.Yolda Johnny ile karşılaşır ve onlar hakkında bir kitap yazdığını söyler.Annesini istediği hikayeyi yazan Erich Kastner makarna yemeye hak kazanmıştır.



İncinur Akifoğlu 
29 - Ocak - 2015
 
İletişim Bilgileri



e-mail : romanyurdu@yandex.com

14 Ocak 2015 Çarşamba

Osmancık - Roman - Tarık Buğra - İncinur Akifoğlu Özeti


Osmancık - Tarık Buğra Romanı
 
OSMANCIK

Osman Bey Orhan Gazinin oğludur. Kitabın başlarında Osman
Gazi ölüm döşeğindedir ve tek isteği Bursa’nın fetih müjdesini alarak can vermektir.Oğlu Orhan Beye vasiyeti ise Beni Bursadaki gümüş kubbenin altına gömün olmuştur.

Bursa Osman Beyin hayalidir. Ölümü yaklaşırken aklından yaşadığı her şey geçer.

Osman Bey - Osman Gazi


Osmancık küçüklüğünde bütün çocuklar gibidir. Gençken ise eğlencesine düşkündür aynı zamanda güçlü olan Osmancık gücüne sahip olamaz kendisine bakan bir çift göze bile tahammül edemezdi.Babası Ertuğrul Beyde Osmancığın düzelmesi için uğraşır fakat bir sonuç vermeyince oğluyla ilgilenmeyi bırakır. O sırada diğer oğlu Gürbüzle ilgilenir.

Osmancık hiçbir zaman bey olmak istememiştir. Babası onunla ilgilenmeyi bıraktığında üzülmek yerine aksine mutlu olmuştur.

Osmancık ilk kez Sivrikayada Edebaliyle karşılaşır ve onunla tanışır.Edebali görgülü,dinine bağlı ve bilgili bir kişidir.Osmancık ilk karşılaşmalarında ona karşı saygısızlık eder.Babası ise bana karşı gel ona karşı gelme diye Osman’ı uyarır.

Osmancık Edebali’nin tekkesine gidip gelmeye başlar tek amacı Edebaliyle görüşebilmektir.Gidip gelişleri sırasında Edebalinin güzeller güzeli kızı Malhun Hatuna aşık olur.


Bir gün av dönüşü Osmancık Mihail Kosses adlı hristıyan bir adamın hayatını kurtarır.Mihail Kosses babasının sözü yüzünden Türklere güvenmez ve onlardan korkar.Bu düşüncesi Osmancıkla arkadaş olduktan sonra değişir.

Osmancık Malhun Hatunu ister fakat babası vermez .Bunun sebebi Osmancığın saldırgan davranışlarıdır.

Aynı zamanda Malhun Hatunu isteyen Alzaid adında başka bir adamda vardır ama bu adam içkici ve sarhoş olduğu için babası kızı ona da vermez.

Osmancık Malhun Hatunla evlenebilmek için kendisini düzeltmeye hatalarını aramaya başlar.

Osmancık bir gece Şeyh Edebalinin tekkesinde uyurken bir rüya görür.Bu bir çınar ağacıdır.Rüyanın anlamının Osmancığın yöneteceği devlet anlamına geldiği söylenir.

Osmancık artık gücünü kendisi için değil ,devleti soyu sopu için kullanmaktadır. Şeyh Edebali, kızını çok seven Osmancığa verir.Sade bir şekilde evlenirler ve nikah Ahmet Fakı tarafından kıyılır.

Osmancık Malhun Hatunu çok sever onun dışında hiçbir şey istemez.Osman Gazi ve Malhun hatun Gökçe Bacıya giderler.Gökçe Bacı Malhun Hatunun bir tanıdığıdır. Osmancığa beyliği yöneteceğini söyleyen ilk kişidir.



 Ertuğrul Gazinin yaşlanmasıyla beyliğin başına geçecek birileri aranmaya başlar.Üç kişinin adı geçer bunlar:Osmancık,amcası Dündar Bey ve abisi Gürbüzdür.

Osmancık Gürbüz’ün rızasını alarak tahta geçme konusunda istekli olur.Bir tek amcası Dündar Bey vardır artık karşısında .

Bir toplantıda Osmancığın beyliği yönetmesine karar verilir.

Malhun Hatun hamiledir ve aynı zamanda Osman’ın annesi Cankız hastadır.Osmancık bir anda tuhaflaşır ne yapacağını bilemez.

Osman Bey başa geçtikten sonra Türk beylikleri arasındaki
birliği sağlar.Yeni anlaşmalar yapılırken yeni dostuklar kurulurken,bazı devletlerle ise anlaşmazlıklar ortaya çıkar.

Osman’a bir yıkıcı haberde doksan yaşına yakın olan anne ve babasının ölüm haberiyle gelir.Birde Osmancık bu sırada amcasıyla uğraşmaktadır.Amcasını durmadan uyarıyor fakat bir yararı olmuyordu .Osmancık amcasını bir ok darbesiyle öldürür.

Orhanın doğumundan sonra Alaadin dünyaya gelir.İki kez hayatını kurtardığı Mihail Kosses de dini değiştirerek Müslüman adını değiştirerek ise Abdullah olur.Orhan Bey büyümüş ve olgunlaşmıştır. Tekfurun kızı Holafira ile evlenir.

O da müslüman olur ve adını Osman Bey Nilüfer koyar.

Nilüferden Orhan Beye çocuklar nasip olur.Şeyh Edebali artık yaşlanmış ve Hakkın rahmetine kavuşmuştur.Ondan sonra ise Malhun Hatun ölür.

İyice yaşlanmış olan Osmancık ölüm döşeğinde fetih müjdesi bekliyor.Ve beklediği müjde Sungur tarafından getiriliyor.Osman Bey ise Allahına kavuşuyor.

İncinur Akifoğlu 
15 - Ocak - 2015


İletişim Bilgileri
e-mail : romanyurdu@yandex.com


 

8 Ocak 2015 Perşembe

Gün Olur Asra Bedel - Cengiz Aytmatov - İncinur Akifoğlu Özeti




Gün Olur Asra Bedel - Cengiz Aytmatov

KARAKTER ANALİZİ

Yedigey: Romanın baş kahramanıdır. Boranlıda yaşayıp ,
tren istasyonunda Kazangapla beraber çalışan kişidir. İnatçıdır ve Kazangapı hem sever hem de ona saygı duyar.

Kazangap: Romanda her şey onun ölümünden sonra başlar,iyi bir arkadaştır ve yardımseverdir.

Ukubala: Yedigeyin karısıdır,onunla beraber bütün zorlukları göğüsleyen bir kadındır.

Abutalip: Çocuklarına yazdığı yazılar yüzünden haksızca yakalanan ve ceza evinde ölen biridir. Çocuklarına ve ailesine bağlı bir öğretmendir.Kendi çocuklarına ve Yedigey’in çocuklarına eğitim vermiştir.

Zarife: Abutalib’in karısıdır , o öldükten sonra çok acı çekmiştir daha sonra ise başka bir adamla evlenmiştir. Zorluklara karşı direnen genç ve güzel bir kadındır.

Nayman Ana: Oğlu Juan Juanlar tarafından kaçırılan ve Anabeyit mezarlığının orada oğlu tarafından öldürülen bir kadındır.

Sabitcan: Kazangapın okuması için başka bir yere gönderdiği oğludur.Sabitcan saygısız ve okuduğu için her şeyi bildiğini zanneden biridir.

Ayzade: Sürekli içki içen biriyle evlidir,bu yüzden de sürekli onunla kavga eder yani mutsuzdur.

Uzun Adilbay: Yedigeyle beraber tren istasyonunda çalışan bir adamdır. Kazangap’ın öldüğü gece Yedigey’in görevini devralan kişidir.

Gün Olur Asra Bedel - Cengiz Aytmatov
Romanın Özeti 



Bir gece yarısı Yedigeyin ‘ in karısı Ukubala kocasının çalıştığı tren istasyonuna gelir.

Yedigey kötü bir şey olduğunu hemen anlar.Yıllarca tren garında beraber çalıştığı Kazangap ölmüştür.Kazangap karısını göndererek herkese haber salmasını söyler.

Bir süre sonra Yedigeyin yerine görevi devralır.Yedigey diğer evlere doğru giderken birden uzay üssünün bulunduğu yerden ateş gibi bir şeyin yükseldiğini görür.

Bu uzay gemisi olağanüstü bir olaydan dolayı kimsenin haberi olmadan göderilmiştir.Rusya ve Amerika bu projede beraber yer alırlar.Küçük bir köy olan Boranlıda Kazangaptan önce kimse ölmemiştir.Bu yüzden kimse ne yapacağını bilemez.Kazangapın nereye gömüleceği konusunda kararsız kalınır.
Yedigey Kazangapın Anabeyit’ e gömülmesini ister,Kazangapın Sabitcan ise acelesi olduğunu söyleyerek cenazenin yakın bir yere gömülmesini ister.

Bunun üzerine Yedigey ve Sabitcan tartışırlar.Sonunda Kazangap’ın Anabeyite gömülmesine karar verilir.Daha sonra muhabbet etmeye başlarlar.Sabitcan çok biliyormuş gibi bir şeyler anlatmaya devam ederken Yedigey ise Sabitcan’ın bu neşesine bir anlam veremez.

Bu olaylar devam ederken ilginç olaylar yaşanmaktadır.Uzay gemisi dünya ile iletişimini kesmiştir.Bunun üzerine gemiyi bulmak için bir tane daha Uzay gemisi gönderilir.Gemide kimse yoktur.Bir tane mektup bulurlar,mektupta kozmonotların Ormangöğüslü adı verilen uzaylılarla irtibata geçtikleri yazılıdır.Kozmonotların onların gezegenlerine gittiklerinden ve orda gördüklerini anlatacaklarından bahsedilir.


Yedigey ölüyü yıkamak için erkenden kalkar ve bu işi Adilbayada öğretmeye kararlıdır.Bu işlerle ilgilenirken geçmiş yaşamı aklına gelir.

İlk olarak cepheden dönüşünü,Kazangapla nasıl tanıştıklarını,Kazangap sayesinde hem bir işe hem de bir eve nasıl sahip olduğunu hatırlar.

Daha sonra her şey hazırlandıktan sonra Yedigey devesi Karanarla,diğerleri ise traktörle yola çıkarlar.

Uzay gemisinden tekrar mektup gelir.Orman göğüslü adını verdikleri uzaylılar hakkında bilgi vermektedir.Ormangöğüslülerin eğer dünyalılar izin verirse dünyayı tanımak istedikleri belirtilmiştir.

Bunun üzerine toplantı yapılır. Kozmonotlara toplantı bitene kadar hiçbir şey yapmamaları emredilir.

Yedigey yolda giderken Anabeyit efsanesini şöyle aklından geçirir:

Zamanında Juan-Juanlar ele geçirdikleri esirlere eziyet etmektedirler.Esirlerini saçlarını kesip kafasına deve derisi geçirirler. Saçları beynin içine doğru uzayan esirlerin birçoğu ölür,geriye kalanlar ise hafızasını kaybedermiş.Yaşayanlara mankurt adı verilir.Nayman ananın oğlu da savaşa gitmiştir ve ölüsü bulunamamıştır.Nayman ana oğlunun hiçbir zaman öldüğüne inanmamıştır.Bazı kişiler oğlunun koyun güttüğünü söylemişlerdir bunun üzerine Nayman ana mankurtun yanına gitmiş,onu öpmüş ve kendisini tanıtmıştır.Ama oğlu onu tanımamıştır.

Juan –Juanlardan biri mankurtun yanına gelerek kadını öldürmesini söylemiştir.Mankurt Nayman anayı oracıkta öldürüvermiştir.Anabeyit o kadının mezarı olmuştur.

Yedigey bundan sonra eski günleri hatırlamaya devam eder.Arkadaşı olan Abutalip’in çocuklarına yazdığı anılar yüzünden haksızca yakalnışını ,ölümünü,kocası öldükten sonra Zarifeye nasıl aşık olduğunu,Zarifenin biriyle duyduğunda ne kadar acı çektiğini hatırlar.

Toplantılar sonunda Uzaylıların dünyada istenmediği kararına ulaşılmıştır.Kozmonotlar istenmeyen kişiler ilan edilmiştir.

Yedigey ve diğerleri nihayet Ana Beyit mezarlığına ulaşırlar.Fakat her yeri tellerle çevrili bulurlar.Silahlı bir askerde orada nöbet tutmaktadır.Oranın yasaklı bölge olduğunu ve kimsenin giremeyeceğini söyler onlara. Yedigey sadece ölüyü gömüp döneceklerini söylese de askeri ikna edemez.Ana Beyit mezarlığnın üzerine bir şehir kurulacağını öğrenirler.Sabitcan çok sinirlenir ve bağırmaya başlar.

Yedigey ölünün geri götürülmesine izin vermez,Kazangap’ı hemen oraya gömer.Kendisinin de oraya gömülmesini vasiyet ettikten sonra geri dönerler.Birkaç gün sonra yine buraya gelir amacı yetkililere derdini anlatmaktır fakat bu sırada ateş saçan roket Uzaya fırlatılır ne kadar kurtulmaya çalışsa da kendisini ateş parçalarından kurtaramaz.

İncinur Akifoğlu 
07 - Ocak - 2015

İletişim Bilgileri
e-mail : romanyurdu@yandex.com